Seçim dönemlerinde çok duyarız. milletvelili aday adayı, belediye başkanı aday adayı, parti başkanı aday adayı, dernek , vakıf, oda başkanı aday adayı, hatta sınıf başkanı aday adayı, başkabandan tutunda cumhurbaşkanımıza kadar hep adaylar vardır. Sonra bunlar arasından bazıları, bazı kişiler tarafından seçilir ve aday olmayı hak eder. Bu adaylar arasından da yine elemeler yapılır ve böylede uzar gider.
Ama bence en kutsal, karşılığında sadece sevgi olan çıkarsız adaylık , annelik adaylığıdır. Ömür boyu süren bir serüvendir. Hele ki anne olduktan sonra istifa etmek gibi bir lüksü düşünemezsin bile. Molan veya tatilin hiç yoktur.
Canım kızım, iyiki bir kızım olmuş ve kızımda sen olmuşsun. Seni kucağıma aldığım anı asla unutamam. Narkoz verilerken doktorun son sorduğu soru, rüyanda ne görmek istersin olmuştu. Bende “ kızımı görmek isterim” dediğimi hatırlıyorum en son. Uyandığımda da ilk sorduğum kızım sağlıklı mı? Olmuştu. Bir anne için sağlıklı bir hamilelik geçirip sonucunda sağlıklı bir evlat dünyaya getirmek kadar mutluluk verici bir duygu yoktur herhalde. Yada ben o duyguyu anlatacak sihirli kelimeyi hala bulamadım sanırım.
Annelik çok kutsaldır. Çok özverili olmayı gerektirir. Bir bebek taşıdığını bilmek bile alışkanlıklarını hatta dünyaya bakış açını bile değiştirir. En sevmediğin ıspanağı bile bayıla bayıla yer, evine sokmadığın kerevizi kokusuna rağmen kendin yapar ve yer bulursun kendini.
Ne yiyip içmeliyim diye endişeler başlayınca imdadıma internet yetişmişti. Hemen bir araştırma yaptım. A Vitamini çok önemliymiş “Çocukların büyümesine yardımcı olur. Bedenin direncini sağlar. Gözü korur, besler ve iyi çalışmasını güvence altına alır.” “Hımmmmmm , Çok önemli bir vitaminmiş mutlaka yemeliyim” diye düşündüm. Süt, koyun eti, yumurta, balık, dana eti, tavuk eti ve av hayvanlarının eti, kuşkonmaz, patlıcan, tereyağı, havuç, kereviz, lahana, karnıbahar, hurma, ıspanak, ekmek, hamurişleri, çilek, taze fasulye, mercimek, kavun, şalgam, portakal, greyfurt, maydanoz, armut, elma, patates ve domates. Bütün bunları yemeğe çalıştım…
Ama sadece bir vitamin almak yeterli değil ki… daha birçok vitamin , mineral ve element almamızda gerekiyormuş. B(1), B(2), B(6), C, D, E, Folik Asit, Nikotinamid, 4 mineral,(kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor), 3 eser element, ( bakır, mangan, çinko) vs. vs. vs. liste uzayıp gidiyor işte. Bütün bu besinleri bir güne, iki güne, üç güne sığdırmak inanın bana hiç kolay değil. Kendinin ne sevdiğinden çok, bebeğine neyin , ne kadar yararlı olacağıdır annenin düşüncesi.
Bu söylediklerim sadece beslenme. Anne adayının değişen alışkanlıklarından, ilk aylardaki bulantılarından ( ki bazıları için sadece bulantı değildir ve gerçekten zor zamanlardır), ruhsal ve fiziksel değişimlerinden, endişelerinden , iş ve sosyal çevrelerinde yaşadıkları sıkıntı ve zorluklardan hiç bahsetmiyorum bile.
Bütün anneler için olmasa da , beden ve ruh sağlığı yerindeki bütün kadınlar bu özel dönemi her şeye rağmen mutlu geçirirler.
Tabi bu kadar sorumluluğun ve zorunlulukların yanında aş ermek de hamileliliğin şımarıklığı oluyor birazda. Bu dönemde babaların tek korkulu rüyası mevsimli veya mevsimsiz eşinin bir şeyler istemesidir. Babalar da hayat müşterektir diye düşünerek 9 ay dişlerini sıkacaklar artık.
Baba içinde, anne için de sağlıklı evladını kucağına aldığında bütün çektiklerini unutuyorsun. Hele hele annecim babacım diye sarılacak kadar büyüğünü görmek, işte bu duygu her şeye bedel oluyor…
Sağlıklı uzun ömürler dileğiyle…
Her şeye bedel çocuklarımız için…
Şadiye EVGİN
KEGEV Vakıf Müdürü
Tweetle |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder